EVDE KESİNTİSİZ ELEKTRİK

Sık sorulan sorular

İŞLETME

Her enerji projesinin kendi özel şartları var, bunları kopyala yapıştır hale getirmek, ürünleştirmek, enerji dünyasındaki önemli optimizasyon konularından ve sorularından biri. O nedenle bu sektörde gerçekten sorunu anlayan ve o soruna özel çözüm üretebilen birisinin katma değer yaratmaması imkansız. Ve tam da bu nedenle, daha fazla süreç ve mühendislik optimizasyonu için, sektörde daha çok endüstri mühendisine ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Hal böyle iken sektöre yerleşmiş bir ezberi, proje özelinde yapılamayan bir optimizasyonu konuşmak gerekli. DC/AC Oranı. Vakti zamanında herhangi bir standart / literatür / optimizasyon çalışılmadan tamamen o günün teknik karar veren kişileri tarafından belirlenen bir ezber olarak; önce 1, sonra 1,1, sonra 1,15 ve sonra 1,2 oranları karşımıza çıktı. Yani bugün lisanssız yapılmış 6000 MW projenin DC/AC oranı neden 1,2 ile sınırlı diye sorduğumuzda cevap çokça bir tek kişiye çıkıyor. Halbuki sonrasında yapılan Lisanslı Ges Projelerinde ve hatta YEKA’ da bu ezberin nasıl keskin değiştiğini hep birlikte gördük. Şimdi çatı projelerinde, lisanssız projelerde oturmuş ezber, maalesef aynı şekilde devam ediyor. Kişiler gidiyor, bıraktıkları miras devam ediyor. Ama temel olarak tamamen yanlış şekilde. Bu yanlışlığı bir örnekle anlatmak daha doğru olacak. Sözleşme gücü 250 kW olan ve çatısına tam da 250 kWp sığabilen bir tesisin; AC gücü ne olmalıdır? Verilmiş birçok teklife bakıldığında sektörün neredeyse tamamı AC gücün 250 / 1,25 = 200 kW ve hatta biraz daha altında olmasına kanaat getirmiş durumda. Sebep DC/AC oranı ile ilgili 1,2 veya 1,25 veya 1,3 olur ezberi. Peki 250 kWp’e göre panel, konstrüksiyon, kablo vb. majör yatırımlar yapılmışken tesisin çıkış gücünü 200 kW ile limitlemek, üretimin önemli bir bölümünü hiç kullanmamak anlamına gelir mi? Evet. Ve yazın birçok ayında 250 kWp üretebilecek sistem, 200 kWp ile limitlendirildiği için önemli bir üretim kaybı yaşanır. Gerçekten olması gereken nedir? Eğer santral, maksimum ürettiği ay ve günlerde 250 kW anlık üretimi görebilecek Azimut / Eğim / Çatı yönü vb. kriterlere sahipse cevap 250 KW AC. Böylece 200kWp üzeri üretimin olduğu her saatte üretim değerlendirilmiş olur. Peki bir başka soru? Çatısına Bi facial 250 kWp sığabilen ve sözleşme gücü 400 kW olan bir tesisin; AC gücü ne olmalıdır veya olması gereken AC güç TEDAŞ onayı alabilir mi? Sözün özü, çatı Ges projeleri, kolay tekliflendirilebilir, jenerik, kopyala yapıştır hale getirilmeye çalışılsa ve hatta bu bazı yatırımcılar gözünde rağbet görse de her projeyi kendi özelinde değerlendirerek, katma değer yaratacak mühendisleri yetiştirmekten başka şans yok. Sağlıcakla.
Güneş panelleri, dış alanda sürekli ve uzun süre kalan her şey gibi kirlenirler. Bu konuya; “Bu panelleri temizlememiz gerekir mi acaba?” tarzı sorularınıza yanıt vermek amaçlı değiniyoruz. Cevabımız ise: “Tabi ki, gerekli olduğunu düşünüyorsanız temizleyebilirsiniz”. İstediğiniz net cevabı veremediğimizin farkındayız, bunun nedeni ise güneş panelleri temizliğinin oldukça öznel bir konu olması. Yaşadığınız yer, yerel hava durumları veya güneşe göre konuma bağlı olarak güneş panellerini temizlemenize hiç gerek olmayabilir. Bu makalemizde güneş panellerinizi temizlemeniz gerektiğinde dikkatle üzerinden geçmeniz gereken bir listeden bahsedeceğiz. Bu liste panellerimizi temizlememiz gerektiğini nasıl anlayacağımız, temizleme yöntemleri, kişisel güvenlik, hava durumları, temizleme süresi, sıklık, masraf ve tutum konularını özetleyecek. GÜNEŞ PANELİ TEMİZLEME METHODLARI Bu konuda ilk bilmeniz gereken şey, mutlak doğru bir temizleme yönteminin olmadığıdır. Birbirinden farklı birçok güneş paneli tipi bulunmakta ve hepsi birbirinden az da olsa farklılık göstermektedir. Güneş enerji sistemleri şirketlerinin her biri farklı bir temizleme metodu önerebilir. Bu yüzden temizlik yapmadan önce üretici firmayla ve/veya panelleri satın aldığınız şirketle iletişime geçmeniz çok önemli. Bu sayede en doğru temizlik gereksinimlerini öğrenebilirsiniz. KİŞİSEL GÜVENLİĞİNİZE DİKKAT EDİN Çok bariz bir bilgi de olsa güneş panelleri çatılara konuşlandırılmış durumda ve bu çatılar yerden çok yüksekte olabilmektedirler. Siz, profesyonel bir yetkili ya da bu konuya hakim bir çalışan değilsiniz. Kişisel güvenliğiniz her şeyden önemli. Çatıya çıkmadan önce anlık koşulları (hava durumu, çatı sağlamlığı, kayganlık, su birikimi, vb.) gözetmeniz oldukça kritik. Zaten genelde doğal hava olayları ile birlikte panelleriniz temizlenmekte, o yüzden kendinizi riske atmaya değecek bir durumun söz konusu olacağını düşünmüyoruz. YEREL HAVA DURUMUNU GÖZ ARDI ETMEYİN Doğal hava şartları bazı durumlarda panellerinizin kirlenmesinde en önemli faktör olabilir, bazen de temizlenmesinde en büyük yardımcı görevini üstlenir. Panellerinizi temizlemeye karar verdiğiniz zaman ilk olarak hava durumunu kontrol etmelisiniz. Eğer yakın zamanda yağış bekleniyorsa beklemenizi tavsiye ederiz. Çünkü, yakın zamanda yağacak olan yağmur, sizin panellerinizi temizleyecek iken boşuna yorulmanızı istemeyiz. Hava koşullarının gerçek anlamda güneş panellerinizin elektrik üretimini etkilediğini düşünüyorsanız anlaşmalı firmanızla görüşmenizi öneriyoruz. Yağmur suyu ve karın doğal yollarla panellerinizi temizleyeceğini zaten söylemiştik. Ilıman hava koşullarında gerçekleştirilebilecek durumlarda elinize aldığınız bir hortumla zeminden de çatınızdaki panelleri yıkayabilirsiniz. Temizlik ne kadar önemliyse gereksiz yapılan temizlik zaman kaybıdır. Bizler biliyoruz ki zaman en değerli varlığımızdır. HANGİ SIKLIKTA TEMİZLİK YAPACAĞINIZI DÜŞÜNÜN Panel bakımı oldukça önemlidir. Fakat panellerinizi düşündüğünüz kadar sık temizlemeniz kesinlikle gerekmemektedir. Arada bir kuş pisliği ya da yaprak birikintisi temizliği gerekebilir ama onun dışında paneller uzun süre boyunca kirlenmeden verimli bir şekilde çalışabilen teknolojik aletlerdir. Güneş panelleriniz doğal olarak gün içerisinde bir miktar toz toplayacaktır ama bu durum onların görevini mükemmel bir biçimde yerine getirmelerini engellemez. University of California San Diego’da yapılan bir çalışmadan alınan verilere göre 145 gün hiç dokunulmadan çatıda kalan bir panelin sadece %7,4 enerji kaybettiği gözlemlenmiştir. Özet olarak, arada bir panellerinizi temizlemeniz iyi bir fikir; ancak bunu yaparken hava koşullarına, çatınızın yapısına ve temizlik sıklığına dikkat ederseniz çok daha verimli bir sonuç elde edebilirsiniz. Bu işi sizin için yapabilecek profesyonel temizlikçi veya ekip de tutmayı da düşünebilirsiniz tabi ki. Daha fazla bilgi için Solarçatı her zaman yanınızda.
Güneş enerjisi kullanımı dediğimizde aklımıza ister istemez yaz ayları ya da sıcak yerleşim yerleri geliyor. Güneşin daha çok göründüğü sıcaklığın fazla olduğu yer ve zamanlar. Peki güneş enerjisi kullanan evler, fabrikalar kışın ne yapıyorlar diye bir soru da sıradaki düşüncemiz oluyor genelde. “Güneş panelleri elektrik üretimi yapabilmek için sıcağa ihtiyaç duyar” düşüncesi yanlıştır. Güneş panelleri elektrik üretimi için ultraviyole ışınlarına ihtiyaç duyar sıcağa değil. Ultraviyole ışınlarını aldıktan sonra panel o ışını doğru akıma çevirir ve sonrasında inverterlerle doğru akım alternatif akıma çevrilir çünkü evlerimizde daha güvenli olan alternatif akımı kullanırız. Çalışma şeklini göz önüne aldığımızda sıcaklığın hiçbir şekilde enerji üretimine faydasının olmadığını görebiliriz. Bu yüzden güneş panelleri, güneş ışığı aldıkları sürece, kış aylarında ve soğuk havalarda da elektrik üretimi yapabilirler. Ancak kış aylarında günler daha kısa olduğu için ve bulutlu havalar daha sık olduğu için alacağınız verim yaz aylarında alacağınız verim kadar yüksek olmaz. Çünkü yazın güneş daha dik gelir ve yoğun olur. Sonuç olarak güneş panelleri her mevsim evlerinize hizmet verebilecek bir teknolojiye sahiptir. Solarçatı ile siz de her mevsimde evlerinizde enerji bağımsızlığınızı ilan edebilir, temiz enerji kullanabilirsiniz!
KiloWattsaat (kWh) Nedir?, Bir cihazın veya bir santralerin bir saat içerisinde gerçekleştirdiği tüketim veya üretimi göstermektedir. Örneğin 10 kWh saat söylemi bir saat boyunca sürekli 10 kW güç kullanımı anlamına gelmektedir. Uluslararası Birim Standartı’nda belirtildiği üzere 1 kWh, 3600 kilojoule’e eşittir. Evlerimize gelen elektrik faturalarımız da kWh birimi üzerinden hesaplanır. Faturalarınızda yer alan tüketim miktarı kısmı size bu sayıyı gösterir. Bahsettiğimiz hesaplamadan yola çıkarak da evlerinizdeki elektrikli cihazlarınızın kaç kWh tüketim gerçekleştireceklerini hesaplayabilirsiniz. Kwh Nasıl Hesaplanır? Kwh Nasıl Hesaplanır? Elektrik ile çalışan bir cihazınızın ne kadar tüketeceğini gelin detaylı hesaplayalım. Diyelim ki telefonunuzu bir saat boyunca 60 W güç ile şarj edeceksiniz. Bir güç birimi olan Watt’ın bir saatlik tüketim birimi Wattsaat’tir. Ek olarak, 1 KiloWatt 1000 Watt a eşittir. O zaman telefonunuzu şarj edebilmek için ne kadar elektrik tüketimi gerçekleştireceğinizi şöyle hesaplayabilirsiniz. KiloWatt Hesaplama Formülü: kWh =[ Watt Zaman (saat)]1000 Yukarıdaki formüle göre hesaplama gerçekleştirirseniz, 60 Watt lık bir güç ile bir saatlik şarj işleminiz sonucunda 0,06 kWh tüketim gerçekleştirmiş olursunuz. 1 kW Kaç kWh Dir? KiloWattsaat (kWh) bir saatte yapılan enerji üretim veya tüketim miktarını ifade eden birimdir. 1 kWh saat bir saat boyunca sürekli olarak 1 kW güç kullanımını gösterir. 1 kWh Elektrik kaç TL? 1 Kwh Elektrik Kaç TL Sorusunun cevabı; Evlerinizde gerçekleştirdiğiniz elektrik tüketimine karşın kaç TL fatura ödemeniz gerektiğini nasıl hesaplıyoruz peki? Bu hesabı yapabilmek için 2 ayrı bilgiye ihtiyaç vardır: kWh cinsinden elektrik enerjisi tüketim miktarı Elektrik Birim fiyatı İlk başlıklarımızda verdiğimiz hesaplamalar kullanılarak ilk maddede yazılan kWh cinsinden tüketim miktarınızı artık bulabiliyoruz. Peki ikinci maddede yer alan elektrik birim fiyatını nasıl bulacağız? Elektrik birin fiyatları (elektrik tarifeleri), Enerji Piyasaları Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından her yıl 4 kere olacak şekilde 3 aylık çeyrekler ile yayınlanır. Güncel elektrik birim fiyatları EPDK tarafından yayınlandıktan sonra takip eden 3 aylık süreç içerisinde geçerli olur. Bu fiyatlara elektrik fiyatları sayfasından EPDK websitesinde ulaşılabilir. Güneş enerjisine geçmeyi düşünüyorsanız ya da sadece enerji tüketiminizi nasıl azaltacağınıza dair bazı öneriler arıyorsanız, muhtemelen kilowatt-saat terimi ile karşılaştınız. Ama tam olarak kilovat saat nedir ve neden bu kadar önemlidir? İlk olarak sıklıkla karıştırılan güç ve enerji terimlerinden bahsedelim. Güç, birim zamanda harcanan enerjidir, en yaygın birimi Watt’tır. Her elektronik cihazın bir gücü, yani Watt’ı vardır ve ne kadar yüksekse o kadar çok elektrik harcar. Kilowatt (kW) birimi, bir elektrik devresinde taşınan gücü ölçmeye yarar. (1000 W = 1 kW) Kilowatt saat (kWh), belirli bir süre boyunca ne kadar enerji kullandığınızın bir ölçüsüdür. 3000 Watt’lık bir makine 5 saat çalışırsa 3000 Watt x 5 saat = 15.000 Wh = 15 kWh enerji harcar. (1000 Wh = 1 kWh) Her ay elektrik için ne kadar ödeme yapacağınızı belirler, çünkü elektrik dağıtım şirketi sizi kWh başına maliyet esasına göre faturalar. Güneş enerjisi santralinizi tasarlarken Kilowatt saat tüketiminizi baz alıyoruz. Kilowatt saat kullanım bilgisi olmadan tasarlanan sistem, tüm enerji ihtiyacınızı karşılamak için çok küçük veya çok büyük olabilir. Bu yüzden kilowatt saatlik kullanımınızı sistem tasarım sürecinde başlangıç ​​noktası olarak kullanıyoruz. Ayrıca, gelecekte kullanımınızın artıp artmayacağını da dikkatlice değerlendiriyoruz. Çocuk sahibi olmayı, mülkünüzde bir yenileme yapmayı veya bir elektrikli araç satın almayı planlıyorsanız, kWh kullanımınız artacaktır. Buna ek olarak binanızın konumu, çatınızın alanı ve faturanızdaki sözleşme gücü fizibilite proje planınızın diğer yapı taşlarını oluşturuyor. Ücretsiz fizibilite çalışması ve teklif almak için bize sosyal medya ve solarcati.com üzerinden ulaşabilirsiniz.
Sözlük anlamı hesap etmek, borcunu alacağından düşmek olan mahsuplaşma kelimesi, lisanssız güneş enerjisi santralleri konularında sıklıkla kullandığımız bir kelime. Peki güneş enerjisi santrallerinde neyi hesap ediyoruz, bu yazımızda bundan bahsedeceğiz. Çatınıza güneş enerjisi santrali kurduğunuz zaman, bağlı olduğunuz şebeke elektrik dağıtım şirketi sayacınızı çift yönlü sayaç ile değiştirir. Sisteminiz ürettiği elektriği şebekeye iletirken, siz şebekeden elektrik çekmeye devam edersiniz. Yani fiili olarak şebeke elektriği kullanırsınız. Daha sonra sizin gönderdiğiniz yani ürettiğiniz elektrikle, şebekeden aldığınız yani tükettiğiniz elektrik birbirinden düşülür. Yani mahsup edilir. Güncel yönetmeliğe göre bu hesapta aylık mahsuplaşma kullanılır. Yani ay sonunda toplam ürettiğiniz ve tükettiğiniz elektrik karşılaştırılır. Aylık mahsuplaşma sayesinde gece artan tüketimi gündüz ürettiğinizle mahsup etmiş olursunuz. Bu da yatırımın geri dönüşünü kısaltır. Daha ileride yıllık mahsuplaşma sistemine geçilir ise yazın artan üretiminizle yılın kalanını mahsup edebileceksiniz. Bu da herkesin kendi enerjisini üretip kullanmasına teşvikleri artıracaktır. Peki ya özel tedarikçiler? Elektriğini özel tedarikçilerden alan tüketiciler, güneş enerjisi sistemleri ile tükettiklerinden fazla elektrik üretirler ise satış nasıl oluyor dediğinizi duyar gibiyiz. Bu durumlarda elektrik özel şirketten alınmasına rağmen elektrik satışı dağıtım şirketine yapılır. Satış fiyatı ise tarifedeki aktif enerji bedelinden baz alınır. Bu bedeller, her yıl dört çeyrekte bir Enerji Piyasası Denetleme Kurulu tarafından belirlenir ve yayınlanır. Sorularınızı yorum olarak bizimle paylaşmayı unutmayın. Bağımsız enerji yolunda bir adım atmak istiyorsanız Solarçatı sizinle!
Aslında bu cevaplaması zor bir soru, çünkü cevabını belirleyecek çeşitli faktörler mevcut. Örneğin; Ne tür paneller kullanıyorsunuz? Sisteminiz nasıl kuruldu? Nerede yaşıyorsunuz? İkliminiz nasıl? Düzenli bakımlarınızı yaptırıyor musunuz? Tüm bu sorular ve daha fazlası, güneş enerjisi sisteminizin ömründe göz önünde bulundurulması gereken faktörlerdir. Ortalama olarak birçok güneş panelinin 20 yıl dayanacağı tahmin ediliyor. Bu sayı bir tahmin olmaktan öte, Solarçatı’ da güneş paneli panel türüne göre 25 veya 30 yıl garantiye sahip. Güneş enerjisi sisteminizin ömrü için tam bir sayı bulmaktan daha önemli olan şey, panellerinizin verimliliğini neyin azaltacağı ve bu verimsizlikleri nasıl önleyeceğinizdir. Genel aşınma ve yıpranma nedeniyle beklenebilecek en yüksek kayıp yıllık %5’ tir. Ancak birçok sistem bu kadar büyük kayıp yaşamaz. Bazı kullanılmış paneller üzerinde yapılan çalışmalarda, güneş panellerinin çalışmaya başladıktan 25 yıl sonra dahi orijinal verimlerinin %88’ inde çalıştıkları gözlenmiştir. Sonucunda, herhangi bir ekipman ya da teknolojide olduğu gibi güneş enerjisi sisteminizde de verimlilikte hafif bir kayıp yaşayabilirsiniz. Ancak bahsettiğimiz gibi uygun bakımlar uygulanırsa kayıp oldukça düşük ve önemsiz. Güneş enerji sisteminizin mümkün olduğunca uzun süre aynı verimlilikte çalışmasını sağlamanın birçok yolu vardır. Sistemin fiziksel zarar görmesinden kaçınmak, rutin bakımlarını aksatmamak, sisteminizi düzenli temizlemek, panellerinizi servis sağlayıcılarınıza kontrol ettirmek yeterli olacaktır. Güneş enerji sisteminizin verimli çalışmasını sağlamak zor değil. Sadece panellerinize dikkat edin ve belli periyotlarla bir uzmanın görmesini sağlayın. Güneş paneli ile ilgili yazılarımız gelmeye devam edecek, takipte kalın!
Güneş, Dünya’daki canlılığın ana enerji kaynağıdır. Üzerinde gerçekleşen füzyon tepkimeleri sonucu açığa çıkan enerjiyi ışınım yoluyla uzay boşluğuna yayar ve Dünya tarafından bu enerji paketlerinin soğurulması ile canlılık devam eder. Füzyon tepkimeler atomların çekirdeklerinin kaynaşarak birleşmesi ile gerçekleşir ve bu reaksiyon sırasında çevreye yaydığı elektromanyetik dalgalar oldukça güçlü bir enerjiye sahiptir. Doğada var olan enerji elde etme yöntemleri arasında bilinen en verimli yöntem füzyondur. Nükleer santrallerde uranyum çekirdeklerini parçalayarak (fisyon) elde edilen en teknolojik yöntemlerden bile onlarca kat daha yüksek enerji ortaya çıkar.1 Füzyon reaksiyonlarının ana yakıtı Hidrojen atomudur. 2 Hidrojen atomunun birleşmesi ile Helyum atomu meydana gelir. Güneş’in yapısına baktığımızda da %70 oranında Hidrojen, %28 Helyum ve %2 oranda Karbon, Oksijen, Demir, Azot ve diğer elementleri içerdiğini görürüz.2 Bu elementlerin hangi oranlarda var olduğu yıldızların ömürleri hakkında da bilgi vermektedir. İçerdiği yoğun miktarda Hidrojen atomu nedeniyle gezegenimizin enerji kaynağı Güneş, genç bir yıldızdır. Güneş ışınları dünyamıza ulaştığında ise, besin piramidinin en alt kısmında bulunan bitkiler, absorbe ettikleri güneş enerjisini fotosentez birimlerinde, besinlerin içerisinde bulunan kimyasal ATP enerjisine dönüştürür. Besin piramidi boyunca bir üst katmana iletilen bu enerjiden insanoğlu da faydalanmaktadır. arımın ana kaynağı olmasının yanı sıra Güneş, teknolojide yaşanan son gelişmeler nedeniyle artan enerji ihtiyacımıza da en çevreci çözümlerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Geniş arazilere, çatılara, arabaların ve uyduların üzerine yerleştirilen fotovoltaik hücreler ile üretilen elektrik enerjisi 21 Yüzyılın yükselen trendlerinden biridir. Mekanizma olarak fotovoltaik panelleri yakında inceleyecek olursak, Dünya’ya ulaşan Güneş ışınları; yarı-metal materyallerden özel olarak tasarlanmış yapılara düşer. Düşen fotonlar, “Fotoelektrik olay” ile atomların yörüngesinde dolaşan elektronlardan bazılarını bu yörüngeden kopartabilecek enerjiyi sahiptir.3 Serbest kalan elektronların bir metal içerisinde hareket etmesi ise elektrik akımını meydana getirir. Günümüzde gelişen materyal teknolojileri sayesinde daha verimli enerji üretip bu enerjinin fazlasını sonraki ihtiyaçlarımızda kullanabilmek üzere depolayabiliyoruz. Her gün daha da gelişen Güneş enerjisi çözümleri daha temiz bir gelecek vadetmektir.

Get 50% Discount.

Lorem, ipsum dolor sit amet consectetur adipisicing elit. Exercitationem, facere nesciunt doloremque nobis debitis sint?