Gelecek Nesil ve Güneş Enerjisi
Uluslararası Enerji Ajansı, 2018'de, Alaska'dan Antarktika'ya kadar dünyanın dört bir yanında yarım milyondan faz
Güneş, Dünya’daki canlılığın ana enerji kaynağıdır. Üzerinde gerçekleşen füzyon tepkimeleri sonucu açığa çıkan enerjiyi ışınım yoluyla uzay boşluğuna yayar ve Dünya tarafından bu enerji paketlerinin soğurulması ile canlılık devam eder.
Füzyon tepkimeler atomların çekirdeklerinin kaynaşarak birleşmesi ile gerçekleşir ve bu reaksiyon sırasında çevreye yaydığı elektromanyetik dalgalar oldukça güçlü bir enerjiye sahiptir. Doğada var olan enerji elde etme yöntemleri arasında bilinen en verimli yöntem füzyondur. Nükleer santrallerde uranyum çekirdeklerini parçalayarak (fisyon) elde edilen en teknolojik yöntemlerden bile onlarca kat daha yüksek enerji ortaya çıkar.1 Füzyon reaksiyonlarının ana yakıtı Hidrojen atomudur. 2 Hidrojen atomunun birleşmesi ile Helyum atomu meydana gelir. Güneş’in yapısına baktığımızda da %70 oranında Hidrojen, %28 Helyum ve %2 oranda Karbon, Oksijen, Demir, Azot ve diğer elementleri içerdiğini görürüz. 2 Bu elementlerin hangi oranlarda var olduğu yıldızların ömürleri hakkında da bilgi vermektedir. İçerdiği yoğun miktarda Hidrojen atomu nedeniyle gezegenimizin enerji kaynağı Güneş, genç bir yıldızdır.
Güneş ışınları dünyamıza ulaştığında ise, besin piramidinin en alt kısmında bulunan bitkiler, absorbe ettikleri güneş enerjisini fotosentez birimlerinde, besinlerin içerisinde bulunan kimyasal ATP enerjisine dönüştürür. Besin piramidi boyunca bir üst katmana iletilen bu enerjiden insanoğlu da faydalanmaktadır.
Tarımın ana kaynağı olmasının yanı sıra Güneş, teknolojide yaşanan son gelişmeler nedeniyle artan enerji ihtiyacımıza da en çevreci çözümlerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Geniş arazilere, çatılara, arabaların ve uyduların üzerine yerleştirilen fotovoltaik hücreler ile üretilen elektrik enerjisi 21 Yüzyılın yükselen trendlerinden biridir. Mekanizma olarak fotovoltaik panelleri yakından inceleyecek olursak, Dünya’ya ulaşan Güneş ışınları; yarı-metal materyallerden özel olarak tasarlanmış yapılara düşer. Düşen fotonlar, “Fotoelektrik olay” ile atomların yörüngesinde dolaşan elektronlardan bazılarını bu yörüngeden kopartabilecek enerjiyi sahiptir.3 Serbest kalan elektronların bir metal içerisinde hareket etmesi ise elektrik akımını meydana getirir. Günümüzde gelişen materyal teknolojileri sayesinde daha verimli enerji üretip bu enerjinin fazlasını sonraki ihtiyaçlarımızda kullanabilmek üzere depolayabiliyoruz. Her gün daha da gelişen Güneş enerjisi çözümleri daha temiz bir gelecek vadetmektir.
Lorem, ipsum dolor sit amet consectetur adipisicing elit. Exercitationem, facere nesciunt doloremque nobis debitis sint?