Gelecek Nesil ve Güneş Enerjisi
Uluslararası Enerji Ajansı, 2018'de, Alaska'dan Antarktika'ya kadar dünyanın dört bir yanında yarım milyondan faz
Ünlü teorilere göre Güneş ve Güneş Sistemimizin diğer parçaları 4.6 Milyar yıl önce devasa bir gaz ve toz bulutundan oluştu. Ve bir gün gelecek ki Güneş’in de pili bitecek ve yok olacak.
Bu ne zaman olacak, nasıl olacak, engel olunabilir mi ya da biz o durumda ne yapacağız gibi yüzlerce soru geliyor akla. Öncelikle şunu söyleyebiliriz ki bizim şu anki insan formumuzla Güneş’in yok oluşuna şahitlik etmemiz mümkün değil.
Tabi bu noktada Güneş’in yok olmasından bahsederken neyi kastettiğimizi iyi tanımlamamız lazım. Bizim güneşimizin ne zaman biteceği mi yoksa bir yıldız olan Güneş’in ömrünü ne zaman tamamlayacağı mı.
Her yıldızdaki gibi Güneş’in de belli bir ömrü vardır ve bu ömrünü farklı etaplardan geçerek bir gün tamamlayacaktır. Güneş şu anda bir anakol yıldızı olduğu için çekimsel çökme çekirdekte üretilen enerjiyle durdurulabilmektedir. Bir denge durumu söz konusudur ve anakolda kaldığı sürece bu denge devam edecektir.
Güneş anakol haline 4.6 Milyar yıl önce ulaşmıştır ve henüz hesaplamalara göre ömrünün yarısını bile tamamlamış değildir. Bilim insanları Güneş’in 5 Milyar yıl içerisinde Kırmızı Dev halini alacağını öngörmektedir. Bu süreçte çekirdeklerinin büzülmesi fakat dış katmanları çok muhtemel Dünya’yı da içine alacak şekilde büyümesi tahmin edilmektedir.
En başta sorduğumuz soruya dönecek olursak, evet bu Güneş’in anakol döneminin sonu olacak ve artık bir Dünya’nın bir “Güneş”i olmayacak. Ancak bu sürece gelene kadar farklı sorunlardan ötürü kendimize yeni bir güneş bulmak zorunda kalacağız. Güneş’in her 1 milyar yılda %10 artan parlaklığı bizim onunla ilişkimizin sonunu Kırmızı Dev’e gelmeden zaten getirecek. %10 kulağa çok da büyük olmayan bir değer gibi gelse de bu parlaklık artışı Dünya üzerindeki yaşamı bitirecek düzeyde. Bu sebeple okyanuslar, buharlaşacak ve yeryüzü suyun oluşumu için çok sıcak bir yer olacak.
Güneş’in Kırmızı Dev sürecinden sonra ise hangi forma bürüneceği şimdilik tam olarak kestirilemiyor. Bir takım araştırmalar gezegen bulutsusu oluşması için Güneş’in yeterince büyük olmadığını söylerken, bir takım araştırmalar ise Kırmızı Dev, Beyaz Cüce ve gezegen bulutsusu adımlarını takip edeceğini ortaya koyuyor.
Her ihtimalde de, kimi zaman bir tanrı olarak kabul edilip tapılan, günümüz dünyasında ise yegane enerji ve hayat kaynağımız olan Güneş’in yerinin 1 milyar yıl içinde doldurulması ihtiyacı var.
Ancak bu konuya kötümser de yaklaşmamak gerekir. Çünkü bize çok uzun zamanlar gibi gelen, öğrenmekte zorlandığımız koca koca insanlık tarihi, milyar yıllarla ve Güneş Sistemimimizin ömrü ile kıyaslandığında henüz yolun çok başında.
Sadece 2020’nin ilk 3 ayının bize ne kadar uzun geldiğini düşündükten hemen sonra Dünya’nın kronolojisinden biraz bahsedersek, evrenin zamanını bizim kol saatlerimizle ölçemeyeceğimizi daha iyi anlamış oluruz.
Dünya’nın şimdiye kadar olan tarihini 1 yıl olarak değerlendirip, gezegenin ortaya çıkışına 1 Ocak dersek, ilk hayat belirtileri 25 Şubat’ta, ilk çok hücreli canlılar 16 Ağustos’ta, mantarlar 15, balıklar 20 ve kara bitkileri 22 Kasım’da ortaya çıkmış olurdu. Dinozorların yok olduğu tarih ise 25 Aralık olurdu. Yani bugünümüzden sadece 6 gün önce. İlk düşünen insanların oraya çıkması 24 dakika önce, tarımın hayatımıza dahil olması 1 dakika önce ve sanayi devrimi sadece 2 saniye önce gerçekleşmiş olurdu.
O ömrünü tamamlamadan biz kendi kıyametimizi getirmezsek, bu hızla öğrenen ve büyüyen insanlık muhakkak onun da çözümünü bulacaktır.
Lorem, ipsum dolor sit amet consectetur adipisicing elit. Exercitationem, facere nesciunt doloremque nobis debitis sint?